Elazığ Depremi Ve DASK Tazminatı

A.    DASK(Doğal Afetler Sigorta Kurumu) Nedir?

Zorunlu Deprem Sigortası, genel anlamda, belediye sınırları içinde kalan meskenlere yönelik olarak oluşturulan bir sigorta sistemidir.

 

B.     DASK Kapsamındaki Binalar Nelerdir?

587 sayılı Zorunlu Deprem sigortasına İlişkin Kanun Hükmünde Kararnamenin ikinci maddesi ile 634 sayılı Kat Mülkiyeti Kanunu kapsamındaki bağımsız bölümler, tapuya kayıtlı ve özel mülkiyete tabi taşınmazlar üzerinde mesken olarak inşa edilmiş binalar, bu binaların içinde yer alan ve ticarethane, büro ve benzeri amaçlarla kullanılan bağımsız bölümler ile doğal afetler nedeniyle devlet tarafından yaptırılan veya verilen kredi ile yapılan meskenler zorunlu deprem sigortası kapsamındadır.

Yukarıdaki koşullara uyan, kat irtifakı tesis edilmiş binalar, tapuda henüz cins tashihi yapılmamış ve tapu kütüğünde vasfı "arsa vs." olarak görünen binalar, tapu tahsisi henüz yapılmamış kooperatif evleri için de Zorunlu Deprem Sigortası yaptırılması gerekmektedir.

İlgili mevzuat çerçevesinde inşaat ruhsatı bulunmayan binalar Zorunlu Deprem Sigortası kapsamı dışındadır. Normalde bu tür sigortanın yaptırılma başlangıcı ise, binanın inşaat ruhsatı alınmış olması kaydı ile iskân izninden veya içinde yaşanmaya başlanmasından itibaren 1 ay olarak belirlenmiştir.

Enkaz kaldırma masrafları, kâr kaybı, iş durması, kira mahrumiyeti ve benzeri başkaca ileri sürülebilecek bütün dolaylı zararlar, her türlü taşınır mal ve eşya, ölüm de dâhil olmak üzere bütün bedeni zararlar, manevi tazminat talepleri bu poliçenin kapsamı dışındadır. Yine projeye aykırı olarak, binaların taşıyıcı sisteminin iyi bir şekilde tadilat yapılması ve bu tadilatın zararın oluşmasına veya artmasına neden olması halinde artan tutar kadar tazminat alma hakkının kaybedileceği de düzenlemede yer almaktadır.

 

C.    DASK Primleri Nasıl Belirlenir?

Zorunlu Deprem Sigortasında sigorta primi tutarını üç faktör belirlemektedir:

 — binanın bulunduğu deprem risk bölgesi,

 — binanın yapı tarzı,

— meskenin brüt yüzölçümü.

Zorunlu deprem sigortası yapılan bir meskenin sigorta bedeli, Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı'nda belirlenen azami teminat tutarından fazla olamaz.

Zorunlu Deprem Sigortası yapılan bağımsız bölüm veya binaların değeri, DASK poliçesi için bulunan bedeli aştığı takdirde, aşan kısım için Zorunlu Deprem Sigortasının yapılmış olması kaydıyla sigorta şirketleri tarafından İhtiyari Deprem Sigortası yangın teminatına ek olarak yapılabilir.

 

D.    DASK Hasar Gören Binanın Tazminatını Ödemiyorsa Nasıl Yol İzlenir?

Deprem sigortasında uyuşmazlık, genellikle zarar miktarının, diğer bir ifade ile rizikonun meydana gelmesi halinde sigortaca ödenecek olan sigota bedelinin belirlenmesi aşamasında ortaya çıkmaktadır. Bu tür sigorta türünde de taraflarca serbest iradeler doğrultusunda anlaşmaya varmak mümkündür. Bu şekilde bir anlaşma yoksa Yangın Sigortası Poliçe Genel Şartları’nda mevcut Hakem- Bilirkişi prosedürü ile uyuşmazlığın giderilmesi gerekir. Bu sürece başvurulmadığı halde, önce dava şartı olarak arabuluculuğa başvurulur şayet anlaşma yapılamazsa anlaşamama tutanağı ile birlikte açılacak olan davada mahkemeler uzman bilirkişiler aracılığı ile poliçe genel ve özel şartları çerçevesinde ödenmesi gereken sigorta bedelini belirlemeleri gerekecektir.

 

E.     DASK Hasar Gören Bina İçin Ne Kadar Ve Nasıl Ödeme Yapar?

Sigorta tazminatının hesabında, rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte, binanın piyasa rayiçlerine göre bulunan yeni inşa bedeli esas alınır. Ancak sigorta tazminatı, hiç bir durumda sigorta bedelinden fazla olamaz. Her bir hasarda, sigorta bedelinin %2'si oranında tenzili muafiyet uygulanır.

Sigorta bedelinin tespitinde, sigorta edilen meskenin yapı tarzı için Hazine Müsteşarlığınca yayımlanan “Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı” nda belirlenen metrekare bedeli ile aynı meskenin brüt yüzölçümünün çarpılması sonucu bulunan tutar esas alınır. Zorunlu deprem sigortası yapılan bir meskenin sigorta bedeli, hiçbir şekilde “Zorunlu Deprem Sigortası Tarife ve Talimatı” nda belirlenen azami teminat tutarından çok olamaz. Depremde hasar görme ihtimali bulunan binaların rizikonu gerçekleştiği tarihte piyasa rayiçlerine göre bulunan yeni inşa bedeli esas tutulur. Ancak, bu bedelden eskime, yıpranma ve başka sebeplerden ileri gelen kıymet değerleri düşülür ve bu şekilde hasarın tespiti ve tazminatın ödenmesi yapılmış olur.

Şayet ortada tamamen hasarlanmış bir bina söz konusu ise o zaman binanın rizikonun gerçekleşmesinden bir gün önceki alım satım değerinden arsa değeri düşüldükten sonra bulunan miktara göre tazminat ödemesi yapılır.

Deprem sigortasında, sigorta bedelinin ödenmesinde düşülecek temerrüde ilişkin olarak TTK. nun 1299/1 nci maddesi yollaması ile BK.nun 101 nci maddesi uygulama alanı bulmaktadır. Buna göre sigorta şirketinin rizikonun kendisine ihbar edilmesinden itibaren 30 gün içinde hasarı ödemesi gerekmektedir.

Tazminat ödemeleri, mümkün olan en kısa süre içinde yapılmakta olup hasar tespit işlemlerinin herhangi bir teknik nedenle uzaması durumunda ise hasar gören sigortalılara avans ödemesi yapılmaktadır. Bazen de bu ödemeler neredeyse utygulama şekline gelmiş şekli ile aylarca uzamaktadır. Bu nedenle deprem rizikosu gerçekleştikten sonra, aylarca hasar tespit işlemleri, akabinde inşaatleri yapan firma, taşeron ya da bu bina ve inşaatlerin yapımına yasal izin veren resmi kurumların kusurları irdelenmekte bazen de mahkeme sonuçları beklenmekte ve tüm bu eksiklikler giderildikten sonra hak sahiplerine ödeme yapılmaktadır. Bu noktada, sigorta şirketleri genel olarak hak sahiplerini mağdur etmektedirler.

 

F.     DASK İle İlgili Mahkeme Kararları Ve İçtihatları

 

A.   17. Hukuk Dairesi         2015/70 E.  ,  2017/8305 K.


"İçtihat Metni"


MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı .... vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davacının konut kredisi kullanarak satın aldığı evin meydana gelen depremler nedeni ile hasar görüp güçlendirmeye konu olduğunu, davalı bankanın davalı sigorta şirketini aracı kılarak davaya konu konutun 
Dask poliçesini yaptırdığını, süresi bittiği halde davalılar tarafından usulüne uygun şekilde yenilenmesinin yapılmadığını belirterek, orta hasarlı evin güçlendirme masrafları, yoksun kalınan kira geliri ve değer kaybından oluşan 52.700,00 TL davalılardan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili ayrı ayrı, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davalı sigorta şirketi bakımından davanın husumet nedeni ile reddine, davalı .... yönünden davanın kısmen kabulü ile 3.750,00 TL'nin dava tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmiş; hüküm davalı .... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına "Bireysel Kredilerle Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliğine" göre kredi süresi içerisinde yenileme kredi kullanana yenilemeye ilişkin bildirim yapma sorumluluğu da kredi veren bankaya ait olup davalı bankanın bunu yerine getirmemesine göre davalı .... vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA ve aşağıda dökümü yazılı 191,66 TL kalan onama harcının temyiz eden davalı ....'den alınmasına 28/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

B.   17. Hukuk Dairesi         2015/5592 E.  ,  2017/11866 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın usulden reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, ... ili ... ilçesi ... Mahallesi 117 pafta, 15 ada 19 parselde kain ... Evleri Sitesi A Blok 5 kat no. 12 bulunan konutun müvekkiline ait olduğunu, 09/11/2011 tarihinde meydana gelen depremde orta hasar görüp güçlendirildiğini, müvekkilinin davalı kurum nezdinde 01/11/2011 başlangıç tarihli 
Dask poliçesi yaptırdığını, buna rağmen davalı kuruma yaptığı başvurunun kabul edilmeyerek ödeme yapılmadığını, oysaki müvekkilinin konutunun poliçe düzenlendiği tarihte hasarsız olduğunu, müvekkilinin evinin bulunduğu ... Evleri adlı sitede oturan Zeki Bildirici adlı sigortacının da evinin aynı şekilde hasar gördüğünü ve birinci depremden sonra yaptırılan Dask nedeniyle tazminat ödemesi yapılmadığı için ... .Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/300 esas sayılı dosyası ile dava açıldığını, mahkemenin 37.000,00 TL ödenmesine karar verdiğini, aynı şekilde başka davalar da olduğunu, bu nedenlerle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 37.000,00 TL tazminatın 09/11/2011 tarihinden itibaren işleyen yasal faiziyle davalıdan tahsili ile müvekkiline verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davacının davasının derdestlik nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, deprem nedeniyle 
Dask poliçesine dayanan tazminat istemine ilişkindir.
Derdestlik, yani davanın görülmekte olması, 6100 sayılı HMK'nın 114/I-ı. maddesinde dava şartı olarak düzenlenmiştir. Dava şartı olan derdestlik nedeni ile davanın reddi için iki davanın taraflarının, konusunun ve dava sebeplerinin aynı olması gerekir.
Somut olayda, mahkemece, davacı tarafından işbu davadan önce ... . Asliye Hukuk Mahkemesi 2012/300 esasında işbu dava davalısı Doğal Afetler Sigorta Kurumuna karşı açtığı davada karar verildiği, kararın henüz kesinleşmediği ve bu haliyle davada derdestlik durumu bulunduğu belirtilerek hüküm kurulmuştur. ... . Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/300 esas sayılı dosyasında; 6.5.2014 tarihinde hüküm verilmiş, hüküm verildikten sonra ancak hükmün kesinleşmesinden önce davacı vekili 28.5.2014 tarihli dilekçe ile HMK'nun 123.maddesi gereğince yeniden dava açmak hakları saklı tutulmak kaydı ile davayı geri aldıklarına dair dilekçe vermiş, ve mahkemece davalı vekiline davacının davayı geri almasına muvafakat edip etmediği sorulmuş ve davalı vekili 3.6.2014 tarihli uyaptan gönderdiği dilekçesi ile davacı tarafın davasını geri almasına rıza gösterdiklerini bildirmiştir. Bu durumda, mahkemece işbu davanın açıldığı 19.6.2014 tarihinde ... . Asliye Hukuk Mahkemesinin 2012/300 esas sayılı davası derdest değildir. Bu durumda mahkemece, işin esasına girilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken derdestlik nedeniyle davanın usulden reddi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 20/12/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

 

C.    17. Hukuk Dairesi         2014/19506 E.  ,  2014/18392 K.


"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Van 1. Asliye Hukuk Mahkemesi
TARİHİ : 12/04/2013
NUMARASI : 2012/247-2013/117

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı 
Dask vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, müvekkili adına kayıtlı Van ili Merkez ilçesinde bulunan binanın 23.10.2011 tarihinde meydana gelen depremde ağır hasar alarak yıkımına karar verildiğini, müvekkilinin bahsi geçen taşınmazını E... Sigorta A.Ş.'den 05.06.2011 tarihinde 
Dask sigortası yaptırdığını, Dask tarafından müvekkiline 53.900,00 TL ödeme yapıldığını, müvekkiline 9.702,00 TL eksik ödemede bulunulduğunu ileri sürerek, 9.702,00 TL'nın 23.10.2011 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı 
Dask vekili, dava konusu taşınmazın zorunlu deprem sigorta bedelinin 64.900,00 TL olarak belirlendiğini, meydana gelen depremden sonra ekspertiz raporunda belirtilen miktarın davacıya ödendiğini, müvekkilinin poliçeden kaynaklanan sorumluluğunun kalmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı E... Sigorta A.Ş. vekili, müvekkilinin acentelik görevini yaptığını bu nedenle herhangi bir husumetin yöneltilemeyeceğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre, davalı 
Dask aleyhine açılan davanın kabulü ile 9.702,00 TL'nın 23.10.2011 tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, davalı E..Sigorta A.Ş. aleyhine açılan davanın husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm, davalı Dask vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, 
Dask sigortasına dayalı tazminat istemine ilişkindir.
1-Davaya konu zorunlu deprem sigorta poliçesinde, dava dışı T.Garanti Bankası A.Ş rehin alacaklısı olup poliçede dain mürtehin kaydı yer almaktadır. T.Garanti Bankası A.Ş, Banka alacağının devam ettiğini alacağı devam etmek kaydıyla davaya muafakat ettiğini bildirmiş olup şartlı muafakat dava açmak için yeterli olmayıp, poliçeden kaynaklı alacak üzerinde rehin alacağı nedeniyle T.Garanti Bankasının rüçhan hakkı olduğundan, davacının aktif husumet ehliyeti yokluğudan davanın reddi gerektiği hususu gözardı edilerek, işin esasına girilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma nedenine göre davalı 
Dask vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı 
Dask'a geri verilmesine 11.12.2014 gününde Üye E.S.Baydar'ın karşı oyu ve oyçokluğuyla karar verildi.

-KARŞI OY-
Somut uyuşmazlıkta;
Davacının sigorta ettireni, davalı E.. A..'nin sigortacı, davalı Doğal Afet Sigortaları Kurumu'nun sigorta tazminatı yükümlüsü, dava dışı Garanti Bankası AŞ'nin de sigorta sözleşmesine konu taşınmazın rehin hakkı sahibi oldukları, 64,900,00 TL sigorta bedeli ile Zorunlu Deprem Sigorta Poliçesi ile sigortalanan taşınmazın depremde hasar görmesi sonucu davacının başvurusu üzerine davalı 
Dask tarafından davacıya 53,900,00 TL ödeme yapıldığı, sigorta bedelinden %2 tenzili muafiyet sonucu 9.702,00 TL'nin daha ödenmesi istemi ile eldeki dava açılmış,
Davalılar davanın reddini savunmuş,
Yargılama sonucunda mahkemece, sigorta şirketi aleyhindeki davanın husumetten reddine, 
Dask aleyhindeki davanın kabulüne karar verilmiş,
Kararın davalı 
Dask vekilince temyizi üzerine yazılı gerekçe ile yerel mahkeme kararı bozulmuştur.
Sayın çoğunluğun bozma gerekçesine katılamıyorum.
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun Taşınmaz Rehni başlıklı 850.maddesinde "taşınmaz rehninin ancak ipotek, ipotekli borç senedi veya irad senedi şeklinde kurulabileceği",
Yasanın 851.maddesinde "taşınmaz rehninin, miktarı Türk parası ile gösterilen belli bir alacak için kuralabileceği",
Yasanın 853.maddesinde "rehin hakkının ancak tapuya kayıtlı taşınmazlar üzerinde kurulabileceği",
Yasanın 858.maddesinde "taşınmaz rehninin, tescilin terkini veya taşınmazın tamamen yok olmasıyla sona ereceği",
Yasanın 879.maddesinde "muaccel olan sigorta tazminatının malike ancak bütün rehinli alacaklıların rızasıyla ödenebileceği",
6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 1456.maddesinde de "1-sınırlı ayni hak ile takyid edilmiş bir mal üzerindeki malike ait menfeat sigortalandığı takdirde kanunda aksi öngörülmemişse sınırlı ayni hak sahibinin hakkının sigorta tazminatı üzerinde de devam edeceği, 2-sigortacıya mal üzerinde sınırlı ayni hak bulunduğu bildirildiği takdirde ayni hak sahiplerinin izni bulunmadıkça sigortacının sigorta tazminatını sigortalıya ödeyemeyeceği, ayni hakkın sicille alenileştiği veya sigortacının bunu bildiği durumlarda bildirime gerek bulunmadığı" düzenlenmiştir.
Gerek Yargıtay 11.Hukuk Dairesi'nin ve gerekse Dairemiz'in kararlarında rehin alacaklısının davaya muvafakat etmemesi veya rehin alacağının ödenmemesi hali dava ön şartı olarak değerlendirilerek bu halde aktif dava ehliyeti yokluğundan davanın reddi gerektiği kabul edilmekte ise de bu görüşe tarafımızca itibar edilmemektedir.
Zira 4721 sayılı TMK 850 vd.maddelerine dayanılarak tesis edilen ve sicile kaydedilen taşınmaz rehninde, TMK 858 maddesi gereğince taşınmazın yok olması nedeniyle rehin hakkı sona erdiğinde taşınmazın sigortalı olması nedeniyle rehin alacağı sigorta tazminatı üzerinde devam etmektedir.
Bu halde sigorta tazminatından öncelikle rehinli alacağın karşılanması, tazminattan arta kalan kısmının ise sigorta ettirene ödenmesi gerekmektedir.
Nitekim TMK 879 maddesi hükmü de bu hususa işaret etmektedir.
Rehin alacaklısının muvafakatının bulunmaması, sigorta tazminatının sigorta ettirene sadece ödenmesine engel teşkil etmektedir. Sigorta ilişkisinin tarafı bulunan, sigortalı taşınmazı hasarlanan davacının Zorunlu Deprem Poliçesi Genel Şartları kapsamında taşınmazındaki hasar bedelini talep etmesinde sadece ödemeye ilişkin anılan yasa hükmünün dava ön şartı olarak kabul edilmesi, davacının da rehin alacaklısının da hakkına kavuşmasını engelleyici, davalı sigorta şirketini haksız zenginleştirici bir sonuç doğurduğu gibi TMK 879 maddesi hükmüne de açıkça aykırılık teşkil etmektedir.
Bu durumda kabule göre, hükmolunan tazminattan dava dışı Garanti Bankası AŞ'nin 4.937,36 TL tutarındaki rehinli alacağının davalı sigorta şirketince rehin hakkı sahibine, bakiye sigorta tazminatının ise davacı sigorta ettirene ödenmesi gerekir.
Açıklanan nedenle rehin hakkı sahibinin davaya muvafakat etmemesi durumunu dava ön şartı olarak değerlendirmek suretiyle davacı sigorta ettirenin aktif dava ehliyeti bulunmadığına ilişkin çoğunluk görüşüne katılamıyorum.
Diğer taraftan Zorunlu Deprem Sigortası Genel Şartları'nın B.3.3.1 maddesinde "sigorta tazminatının hesabında, tam veya kısmi hasar olmasına bakılmaksızın, rizikonun gerçekleştiği yer ve tarihte benzer yapı özellikleri gözönünde bulundurularak binanın piyasa rayiçlerine göre hesaplanan yeniden yapım maliyetinin esas alınacağı, ancak sigorta tazminatının hiçbir durumda sigorta bedelinden fazla olamayacağı..",
Genel şartların A.6 maddesinde de "her bir hasarda sigorta bedelinin %2'si oranında tenzili muafiyet uygulanacağı, 
Dask'ın hasarın bu şekilde bulunan muafiyet miktarını aşan kısmından sorumlu olduğu..." öngörülmüştür.
Yerel mahkemece, sigorta tazminatının hesaplanmasında genel şartların B.3.3.1 maddesi ve A.6 maddesi hükümlerine göre bir inceleme yapılmaksızın salt sigorta bedeli esas alınmak ve muafiyet miktarı mahsup edilmek suretiyle yanılgılı değerlendirilme sonucu hüküm tesis edilmiştir.
Yerel mahkeme kararının, sigorta tazminatının genel şartların B.3.3.1 ve A.6 maddesine göre hesaplanması, bulunacak miktarın davadan önce davalı 
Dask tarafından ödenen 53.900,00 TL'nin veya bu miktarın altında kalması halinde davanın reddi, bulunacak miktarın Dask'ın ödemesinden fazla olması halinde mahsup sonucu kalan kısmın 4.937,36 TL rehinli alacak miktarı veya bundan az olması halinde rehinli alacağın ödenmesi, hesaplanan miktarın rehinli alacaktan fazla olması halinde ise rehinli alacaktan artan kısmın davacıya ödenmek üzere karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulması gerekmektedir.
Açıklanan gerekçelerle yerel mahkeme kararının bozulması gerekirken yazılı gerekçeyle kararın bozulmasına ilişkin çoğunluk görüşüne katılamıyorum.

 

Turanoğlu Hukuk ve Danışmanlık olarak web sitemizi geliştirmek, kullanışlı, etkili ve güvenli hale getirmek amacıyla çerezler (cookies) kullanıyoruz. Sitemizde gezinmeye devam etmeniz halinde cihazınızdaki çerezlere erişebileceğimizi de kabul ediyorsunuz.

Yol Tarifi